Her şey değişir. Bazen yavaş bazen hızlı. Bazen sinsice, bazen insanın başına vura vura… Fakat öyle ya da böyle her şey değişir. Özellikle aynı bırakmaya çalıştığın şeyler bile… Aynadaki suretin, sana fark ettirmeden, usul usul değişir. Eski bir fotoğrafını görünce, yüz hatlarının zamana nasıl yenildiğini idrak edersin. Yaşadıklarının izlerini seyredersin yansımanda. Kentler değişir, insanlar değişir.
En son on yıl önce girdiği bu evin, onu bıraktığı gibi beklemesini öngörmesi gerekirken, yüz yüze geldiğinde tokat yemiş gibi hissetmişti İpek. Değişimi hayatın sevimsiz bir gerçeği olarak algılasa da her şey yaşantıyla beraber evirildiğinde zamana ayak uyduruyordu insan. Bu da bir şeyleri kolaylaştırıyordu. Fakat bu aynılık İpek için sarsıcıydı.
Trajik olaylarla hayatı alt üst olan İpek’in, çocukları ve en yakın arkadaşıyla birlikte baba evine döndükten sonra güvenmenin, sevmenin ve sevilmenin kıymetini bir kez daha anladığı serüveni…