"İslam Şehri" kavramı ile Batılı kent fikrinin karşısında bir toplum/mekân tasavvuru inşa etmeye çalıştığımız "Kenti Durduran Şehir" kitabının tezlerini bir ütopyaya bağlama ihtiyacı bu kitabın hareket noktası oldu. "Kenti Durduran Şehir" yayınlandıktan sonra en çok sorulan soru, "Batı Kent eleştirisi"nin karşısına ne koyulacağı idi. "İslamcılık, kentleşme, kapitalizm, küreselleşme, sömürgecilik" kavramları çerçevesinde Müslümanların yaşadığı dünyevileşmeye-kapitalistleşmeye getirdiğim eleştirilerin "eleştiri olmaktan başka" bir faydası bulunmadığı ifade ediliyordu. Tartışmacılara göre yaşadığımız kapitalist-küresel süreç de geriye döndürülemez durumdadır. Kitaptaki kimi yazılarda ülkedeki siyasilerin beledîye hizmetleri ve çalışmaları kapsamında Batı’dan kopya ederek getirmeye çalıştıkları teknik aktarımlara (Marmaray, TOKİ, teleferik, otoyol, kentleşme yoğunlaşmaları, çiftçiliğin tasfiyesi, üretimin endüstriyelleşmesi vs.) eleştiri getirildiği hususuna da değinilmelidir.