Yanmış bir kutu yemek tarifi, sıkıntılı bir çocuğun bilgeliği, usta ellere muhtaç bir ev, sessiz dağı dinleyen bir anne ve sonsuzluk bilmecesini çözecek bir öpücük… Yeni bir umut arıyorsanız daha önce hiç bakmadığınız yerlere bakmalısınız.
“Yağmurlu bir günde koltuğa kıvrılıp okuyacağınız, bir fincan çayla size eşlik edecek harikulade bir kitap.”
Northside (Avustralya)
İki yıl önce kaybettiği eşinin bıraktığı boşluğu hiçbir şeyle dolduramayan Heidi, yedi yaşındaki obsesif-kompulsif oğlu Abbot ve on yedi yaşında hayattan bıkmış yeğeni Charlotte ile Fransa’nın güneyinde bulunan küçük bir kasabaya, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana kırık kalpleri onardığı bilinen aile yadigarı eve taşınır.
Orada Charlotte herkesi şok edecek bir sırrını paylaşır, ve Heidi küçük bir çocukken annesinin “kayıp yaz” dediği o dönemde neler olduğuyla ilgili çok önemli bir gizemi keşfeder. Ailenin bütün sırlarını biliyormuş gibi görünen komşuları ve bilmece gibi bir adam; elli yıl önce bırakılmış ve hiç açılmamış bir paketin ortaya çıkmasıyla, üç jenerasyonu karşı karşıya getirecektir. Heidi, Charlotte ve Abbot aşkın, yasın ve iyileşmenin denklemini çözmeye çalışırlar.
Bir kar küresi hayal et. İçinde de karlar altında kalmış bir ev. O evin içinde, yatağının kenarına oturmuş ve elinde bir kar küresi sallamakta olan bir kadın. Ve o kar küresinin içinde de karlar altında kalmış bir ev ve o evin içinde de bir kadın. Bu seferki de mutfakta durmuş, bir kar küresi sallıyor ve o kürenin içinde de...
“Her güzel aşk hikayesinin içine gizlenmiş başka bir aşk hikayesi daha vardır.”