Dünyanın düzenini bazen hiç anlayamıyordum. Savrulduğu her yerde açmayı becerebilen bu kırılgan çiçekleri güzel günlere büyütmeyi hiç beceremiyorduk galiba biz büyükler. Onlar yine de inatla bulundukları yerde çiçek açmayı başarabiliyorlar ve varlıklarıyla bizi mutlu ediyorlardı. Ne kadar örselenseler, koparılmaya çalışılsalar da hayata direniyor ve bu güçlü duruşlarıyla bize örnek oluyorlardı. Şu karşımda duran ve küçücük bedeniyle hayata karşı koyan bu çocuk neyin mücadelesini veriyordu anlamış değildim. Bazen biz büyükler yıldızları süpürüyorduk gökyüzünden hem de çalı süpürgesiyle farkında olmadan. Güneş tüm renkleriyle oynaşıyordu kucağımızda, göremiyorduk. Hatta bir çocuk bize bakıyordu hem de yanı başımızda, arkamız dönük oluyordu bilemiyorduk. Göğsümüzde vicdanımızın çok sesli orkestrası kurulu oluyordu duyamıyorduk. Koca bir sevda olsa da yaşamak kıymetini bilmiyorduk. Anlayamıyorduk uçup gidiyordu hayat arkasından koşsak ta uçsak ta ne çare tutamıyorduk. Hayata hakkıyla yaşamayı, kök salmayı yapamıyor ve kırılgan çiçeklerimize yaşam alanı açamıyorduk ne yazık ki dünyamızda, dünyalarımızda.