Dil çalışmalarının önemli bir konusu atasöz-leridir. Bir dilin atasözlerinin toplanması, incelenmesi, dilin lehçelerine ait atasözleriyle karşılaştırmalar yapılması, aynı atasözlerinin değişik dillerde rastlanan paralel şekillerinin tespiti, atasözlerindeki anlatım biçimleri, anlam olayları, arkaik ke-limelerin açıklanması gibi çalışmalar, dilciler tarafından yapılırlar. Her dilde olduğu gibi bazı atasözleri zamanla unutulmakta, izlerine an-cak tarihî metinlerde rastlanmaktadır. Dilcile-rin görevi, bu atasözlerini de ortaya çıkarmak ve incelemektir.
Kökleri çok eski çağlara kadar giden atasöz-leri, Türk dilinin bugün varolan lehçelerinde canlı bir şekilde yaşamaktadır. Sözlü ve yazı-lı dil içerisinde geniş bir kullanım alanına sahip atasözleri, aynı zamanda bu geniş Türk coğrafyasında birbirine olan benzerlikleri ile de ilgi çekici bir dil malzemesi olarak karşı-mıza çıkar.
Bu çalışma, Asya’nın geniş bozkırlarından Avrupa içlerine kadar yayılan Türk dilinin bir kolunun, Kırım Tatarcası’nın atasözlerini ele almaktadır. Tarihin çok eski zamanlarından itibaren Hunlar, Bulgarlar, Avarlar ve Peçe-nekler, Kırım çevresinde etkili olmuşlar; Alanlar, Grekler ve Slâvlar da Kırım coğraf-yasında izler bırakmışlardır. Bir geçiş nokta-sında yer alan Kırım, birçok dilin ve kültürün yaşadığı ülke hâline gelmiştir. Bütün bu çe-şitliliğe rağmen Türk dili ve kültürü, Kı-rım’da yüzyıllar boyunca ayakta kalmayı başarmıştır.