Mata Hari birden ortaya çıkıyor, 'Günün Gözü', 'Yüce Güneş', sadece rahip ve tanrıların çıplak görebilecekleri kutsal Hint rakkasesi. Uzun ve ince, sihirli bir flütle ipnotize olmuş gibi kıvrılarak dans eden bir yılan gibi uysal. Esnek vücudu alevlerle bütünleşmiş, eğilip bükülüyor, sonra aniden dikleşiyor. Zarif bir hareketle takılarından kurtulup tülü çıkartıyor. Göğüslerini kapatan büstiyeri fırlatarak atıyor. Ve çıplak, gölgelerin arasında, vücudu bronz bir heykel gibi parlıyor. Kolları iki yana açık, parmak uçlarında yükseliyor, sağa sola yatıyor, kollarıyla havayı dövüyor, uzun dolgun saçları vakur geceyi kamçılıyor... Ve yere kapanıyor... (Eduard Lepape, 14 Mart 1905)