Kendine has özellikleriyle taşralı bir genç olan Berger, üniversite okumak için Viyana’ya gelir. Daha önce yakın çevresinin verdiği tavsiyelere uyarak, okulunu bitirip bir an önce hayata atılmak ister. Ancak Viyana’da karşılaşacağı hayat ve arkadaş çevresi daha önce hayalini kurduğu gibi değildir. Hiç bilmediği, tanımadığı ve duymadığı bir hayatın içinde bulur kendisini. Hem kendine hem de çevresine yabancılaşmaya başlar. Ancak farkında olmadan yan odasında yaşanan dram, birdenbire kendine getirir Berger’i. Hayata yeniden tutunmaya ve ideallerine sarılmaya başlar. Fakat vücudunda hızlıca ilerleyen bir hastalık Berger’i durdurur: Kızıl.