"Genel deyimi ile, üç çeşit dramatik ifade vardır diyebilirim. Birincisi şiir, ikincisi düz dramla düz komedi, üçüncüsü de yapmacık yahut yüksek komedi. Hepsi de insanoğlunun yaşantısı ile uğraşır. Şiirli dram insanoğlunun yaşantısını ölümsüz gerçeklerle, içlek değerlerle ölçer; dramla komedi ise bu yaşantıyı insan doğasının belli ölçekleriyle, yüksek komedi de insanın görenekleri ve alışkanlıklarıyla ölçer. Şiirli dramda aktörün yorumu, her zaman piyesin temeli olan felsefeden yön almalıdır. Düz dram ya da düz komedi, insanoğlunun özelliklerini, sadece gerçeğe uygun olarak, abartma ile yüceltilmiş, belli bir görüş açısından yorumlamak ister. Bununla beraber bu yorumun kökleri insanoğlunun evrensel niteliklerine uzanmalıdır. Yapmacık komedide ise, piyes yazarının da, aktörün de başlıca endişesi, davranışa üstünkörü de olsa gene derinlemesine etki eden belli bir çağın dışarlak görenekleridir. Komedi işte bunlardan doğar."