Julek’in çok küçükken anne ve babası vardı. Hatta enişte ve halası da. Sonra yetimhaneye yerleştirildi. Daha sonraysa herkesi etkileyen o savaş patlak verdi. Savaştan sonra yine anne ve babası oldu. Hatta enişte ve halası da. Ama onlar artık başkalarıydı. Julek’in birçok ailesi oldu ama bir yetimdi. Birçok kimliği oldu ama o en çok köpeklere fısıldayan ve köpeklerin dilini bilen çocuk olmayı sevdi.Ve Julek’in hikâyesi 17 Mart 1929’da başladı. O gün onun için çok önemlidir çünkü varlığı o gün oylamaya açıldı. Yoğun tartışmalarla geçen iki saatten sonra oylamaya geçildi.
“Büyüleyici olmanın ötesinde Köpeklere Fısıldayan Çocuk hayal gücünün önemine dönük şahane bir ders niteliğinde.” - Josée Lapointe, La Presse
“Gruda sadece zeki olmakla kalmayıp aynı zamanda hassas olan ve asla melodramatik olmayan genç Julek’in gözlerinden muhteşem bir hikâye yaratmış.” - Patricia Powers, Radio-Canada
“Saf bir bilgeliğe bulanmış kısa ve tatlı anlar.” - BookPeople’s Blog
“Çoğumuzun anlatılabileceğine inanmayacağı görünmez hikâyelerden biri.” - Desvario