Unutmak, zayıf insanların çıkış yoludur; benim de hayat tarzıma aykırıdır. Aşk denilen duyguyu, sadece mutluluk olarak gören, aynı zamanda bu duyguyu yarım kalmışlığı ile yaşıyorsa hep eksiktir zaten…
İnsan, yarım kalmışlığının peşine düşüp sevgiliye gitmek ister; ne saat, ne gece, ne de kilometreler umurundadır…
İnsan hep yalnızdır aslında… Bazen insana yalnızlık bile yetmez; beraberinde boğulursun! Ama ölemezsin…
Kaldı ki hüzünde ayrılık da zaten aşka dâhildir… Hepsinde yanar âşıksa insan…
Ne kısa cümleler kurabilir, ne de uzun cümleler kurabilir… Derin bir suskunluğa bürünür. Çünkü sustuğu kadar her şeye anlamlar yükler…
Yalnızlığı kaşıklanmış yüreğim bir sensizliği anlamadı… Zaten anlaşılan ne varsa sen yoksan hiç bir anlamı da yoktu…
Unuttum her şeyi… Bir adın kaldı dudaklarımda… Gerisini boş verdim.
Seni her adımda sevdim! Seni her dudaklarımdan düşüşünde daha çok özledim! İçimdeki her fırtınada sadece adın vurdu gönül kıyıma! Şimdi sen hangi iklimlerde yüreğini savurdun da rüzgârımdan bir-habersin?