Anton mezarlığa adımını attığında yüreği küt küt atıyordu. Anna yanındaydı gerçi ama yine de... Her şeye karşın tüm cesaretini toplayarak kızı izledi. Anna ay ışığında parlayan eski kilisenin ağır demir kapısının önünde durdu. "Bizi burada bekle!" dedikten sonra çalıların arasında gözden yitip gitti. Anton sırtını kilisenin taş duvarına yaslayarak öylece hiç kıpırdamadan durdu. Kafasının içinde birbirinden korkunç binbin fikir resmi geçit yapıyordu sanki: Ya Kargaburun hastaneden erken taburcu edildiyse?... Mezarlık bekçisi Anton'u gerçek bir vampir zannedecek ve elinde sopasıyla ona hücum edecekti!... Ya Küçük Vampir'in yetişkin akrabalarından biri bulunduğu yere gelirse? Dorothee Teyze örneğin... Onun eline bir düşerse artık kendisini Anna bile kurtaramazdı!