Bu kitap, Kur’an ayetlerindeki mantığın değişik alanlardaki tezahürlerini, eleştirel düşüncenin süzgecinden geçiren bir bakış açısı sunmayı amaçlamaktadır. Ayetlerde geçen Coğrafya, Kozmoloji, biyoloji, Günlük Hayat, Kadın-Erkek İlişkileri kapsamındaki bilgi ve yorumların bilim tarafından kanıtlandığı ve o dönemde bilinmesi mümkün olmayan bilgilerin Kur’an’da açıkça dile getirildiği iddiaları artık duymaya alıştığımız ve neredeyse kanıksamaya başladığımız ideolojik propaganda argümanlarıdır. Bu argümanlar, Kitap’ın mucizevi karakterine delil olarak öne sürülmektedirler. Gerçekte düz bir okuma ile dahi saptanabilecek çelişkiler ve gerçekle örtüşmeyen açıklamalar, ısrarla bilimdeki en son gelişmelerin Kitap’taki yansımaları olarak sunulmakta ve savunulmaktadır. Bir müminin bile ikna olamayacağı argümanlar, tanrının varlığının kanıtı olarak kitapları süslemekte, yorumu kendinden menkul analizler, İslam’ın tek ve gerçek hak din olduğunun delili olarak kutsanmaktadır.
Oysa 6. yüzyılın sosyal düşüncesi olarak İslam’ın 21. yüzyılın toplumsal paradigmalarıyla uyumlu hale getirilmesinin imkansızlığı, yalnız paradigmalar arasında, kavram, mantık ve sistem düzeyinde ilişki kurabilmenin imkansızlığından kaynaklanmaz. 6. yüzyılda tebliğ edilen Kutsal Kitabın dili, doğrudan 6. yüzyılın Arabistan yaşantısı üzerine inşa edilmiştir; ancak o hayatın içinde can bulabilir. Kitabın paradigmasına hayat veren her kelime, kavram, sıfat ve deyim, 6. yüzyıl Ortadoğu’sunun genel entelektüel kültürü ve Mekke-Medine popüler günlük kültürünce üretilmiştir.