"Öyle oturma günahtır", "Böyle yatma ayıptır" gibi sözleri büyüklerimizden duyduğumuz çok olmuştur. Bazen mekruh, "haram"ın yerini alır, bazen müstehap, "farz"ın makamına oturur. Allah'ın mübah kıldığını, haram diye yaptırmazlar; "haram", fırsat bularak "helal" olabilir bu arada.
Toplumumuzda, bilgisizlik yüzünden hayali hatalarla yargılanan nice insan vardır.
Kur'an-ı Kerim gibi bir kitap ve Hz. Muhammet(a.s.m.) gibi bir peygambere sahip olan yüce dinin mensuplarının, zaman zaman gelenek ve göreneklere esir düşmeleri üzüntü vericidir.
Halbuki, "ne ise, o" düşüncesinin hayata geçirilmesi gerekir.
Müslüman, hangi ibadet veya davranışı yaptığı zaman bedelinin ne olacağını bizzat kaynağından öğrenmeli.