Günümüzde tüm dünyada yaşanan ve etkisini giderek artıran küresel finansal kriz, akademik olduğu kadar reel politik ve toplumsal yaşamda da oldukça ilgi çekmektedir. Son yaşanan finansal kriz, küreselleşmenin en yoğun biçimde yaşandığı ve bilgi işlem teknolojilerinin geliştiği çağımızda, ulusal ve bölgesel ekonomilerde yaşanan sorunların dünya ekonomisini tehdit eder hale geldiğinin en iyi örneğidir. 2007 yılında Amerika Birleşik Devletlerinin finansal ve konut sektörlerinde yaşanan problemlerin açığa çıkması ile başlayan ve "mortgage krizi" olarak adlandırılan kriz, kısa zamanda Avrupa Birliği ülkelerini de etkisi altına alarak bir borç krizine dönüşmüştür.
Bu bağlamda küresel finansal krizin nedenlerini, etkilerini ve krizle mücadele yöntemlerini içeren çok sayıda ulusal ve uluslararası toplantılar yapılmış, akademik makaleler ve kitaplar yayınlanmış, iktisat politikası önlemleri alınmış ve bu konuda zengin bir literatür oluşmuştur. Ancak ülkeler tarafından alınan geniş kapsamlı parasal ve mali tedbirlere rağmen küresel finansal kriz, henüz tam anlamıyla etkisini yitirmemiş ve bir durgunluk olarak süre gelmektedir. IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliğinin yayınladığı tartışma raporlarına bakılacak olursa, küresel finansal krizin daha ne kadar süre devam edeceğinin de belirsiz olduğu söylenebilir. Söz konusu belirsizlik dünya ekonomisinde büyüme oranlarının yavaşlamasına, işsizlik oranlarının giderek genişlemesine, milli gelirlerin hızla düşmesine ve toplam yatırımların azalmasına da aracılık etmektedir. Dolayısıyla bu kitabın hazırlanma gerekçesini de, küresel ekonomiyi 2000li yılların ikinci yarısından itibaren etkisi altına alan ve daha sonra bir durgunluğa dönüşen küresel finansal krizin geçirdiği evrimleri, sonuçları ve etkileri açısından açıklamak oluşturmaktadır.