Uğur Kömeçoğlu kitabında, Batı dışı uygarlıkların da küreselleşmeye özgün katkılar sunabileceğini hatırlatarak, küreselleşmeyi batılılaşmanın bir devamı olarak gören anlayışı eleştiriyor; çünkü Kömeçoğlu’na göre Batı, modernleşmede yegâne ölçü ve merkez değildir.
Kitaptaki yazılar, daha çok teorik çerçeveyi çizmeye odaklansa da, kurumsal olanı da ihmal etmeyerek gerçek dünya ile ilişkimizi daha sağlam kurmamızı hedefliyorlar. Kitap boyunca Kömeçoğlu her fırsatta, Batı dışı dünyanın özgünlüğünün korunmasının dünya barışını sağlamadaki önemini ve Batı dışı değerlerin tümüyle yok sayılacağı bir dünyanın yaşanılası bir dünya olmayacağını bize hatırlatıyor.
Yazılar bir bütün olarak okunduğunda, dünya modernleşme ve küreleşme tecrübesinin ancak, modernliğin kendisinin çoğullaşması sayesinde imkan dâhilinde olabileceği gerçeği, apaçık ortaya çıkıyor. Kömeçoğlu’nun yazdıkları, bizleri bu konularda bir kez daha düşünmeye bir davet olarak da görülebilir. Hem de, düşünce dünyamızın büyüsünü yazılarına aksettirmeyi başarmış bir davet...