"Eğer hükümet benimsediğimiz şeyin itelenmesinde diretiyorsa bunu biz yapamayız. Düşüne düşüne benim bulduğum yol, İstanbul'daki İtilâf devletleri komiserlerine bildirge gönderip imza yetkisini bizden kaldırmaktır. Bu durumda gerçi bizim için yeryüzünde görülmemiş bir skandal olur. Ancak yurdun yüksek çıkarları, kişi düşüncelerinin üstünde olduğundan ulusal hükümet kanısını uygular. Hükümetten teşekkür beklemiyoruz. İşlerimizin hesaplaşması ulusa ve tarihe bırakılmıştır."
İsmet Paşa'nın bu telgrafı Mustafa Kemal'i etkilemişti. Hemen araya girerek Rauf'u o yana yatırdı. Sonra, İsmet Paşa'ya imza yetkisini veren telgrafını çekti. İsmet Paşa, sonsuz sevincini bildiren telgrafında şöyle diyordu:
"Her dar zamanımda Hızır gibi yetiştirsin. Dört beş gündür çektiğim üzüntüyü düşün! Büyük işler yapmış ve yaptırmış adamsın. Sana bağlılığım bir kat daha artmıştır. Gözlerinden öperim. Pek sevgili kardeşim, aziz şefim."