* Gizemli ahşap konaklar.
* Bir sır peşinde yapılan yolculuk…
* Ölümün resmini çizmek…
* Yıllar sona açılan esrarlı bir sandık…
* Her Pazartesi posta kutusuna bırakılan esrarengiz çiçekler…
Kendi içinize bir yolcuğa hazır mısınız?
Her satırda kendinizi bulacak, elinizde bırakamayacak ve gözyaşlarınızı tutamayacaksınız…
“Ve kokular: Konağın bahçe kapısından içeriye adımınızı atar atmaz sizi önce bahçedeki leylakların kokusu karşılıyordu; ana kapıya kadar bu kokunun etkisiyle karşılaşıyordunuz; içeri adımınızı attığınız andan itibaren ahşap konağın; kendine has, geçmişten, bugünden, yaşanmış şeylerden müteşekkil kokusunu duyuyordunuz; yalnız sizi geçmişten sıyırıp da bugüne getiren; mutfakta pişen puf böreğinin, tarhana çorbasının, etli yahninin; pervazlarda beyaz saksılardaki lilyum, gül ve fesleğenlerin, anneannemin adını hiç öğrenemediğim parfümünün, eşyalara sinmiş lavantanın ve bu evin kendisi gibi ahşap kokusu oluyordu. Ahşap konağımız, kokular, sesler ve renkler ülkesinin başkentiydi.”