Kalbinizdekileri anlatamıyorsanız, kelimelerin ne anlamı var?
Â
Â
 ON YAÅžINDAKÄ° JONAH KENDÄ° DÃœNYASINDA YAÅžIYOR.Â
RENKLERÄ°, TÃœYLERÄ° VE RÃœZGÂRIN TENÄ°NE DEÄžMESÄ°NÄ° SEVÄ°YOR.Â
ANÄ°, YÃœKSEK SESLERDEN VE GÃœNLÃœK RUTÄ°NÄ°NÄ°NÂ
DEĞİŞMESÄ°NDENSE NEFRET EDÄ°YOR.Â
JONAH HAYATINDA HİÇ KONUÅžMADI AMA BÄ°R ÅžEKÄ°LDE HAYATINDAKÄ°Â
TÃœM YETÄ°ÅžKÄ°NLERDEN DAHA Ä°YÄ° Ä°LETİŞİM KURABÄ°LÄ°YOR.Â
Â
Â
Ben Jewell hayatının en kötü günlerini yaÅŸamaktadır. On yaşındaki oÄŸlu Jonah otistiktir ve ona bakmak için karısı Emma’yla ellerinden geleni yapmaktadırlar.Â
Jonah’nın otistik çocuklara özel bir okulda eÄŸitim görme ÅŸansını arttırabilmek için bir avukat olan Emma’nın tavsiyesi üzerine boÅŸanırlar. Ben ve Jonah, Ben’in babası Georg’un evine taşınır. Ve bu andan itibaren üç nesil arasında süregelen sessizlik bozulur. Jonah’nın neredeyse büyülü varlığı ailesinin hüzünlü yazgısını sonsuza kadar deÄŸiÅŸtirecektir.Â
Â
Konuşamayan oğlu ve konuşmayan babası sayesinde kalbiyle konuşup kalbiyle dinlemeyi öğrenen bir babanın hikâyesi.