Ahmet Refik Altınay'ın bu eseri, Osmanlı İmparatorluğu'nun en parlak ve en çalkantılı dönemlerinden biri olan Lale Devri'ni ele alıyor. Lale merakının en üst seviyeye ulaştığı, sarayların ve bahçelerin çiçeklerle süslendiği, zevk ve eğlencenin hâkim olduğu bu dönem, aynı zamanda Batı medeniyetiyle kurulan ilk diplomatik ve kültürel temaslara da sahne olmuştur. Ancak bu parlaklığın ardında, Osmanlı ordusunun eski gücünü kaybetmesi ve devlet yönetimindeki zayıflıklar da gizliydi. Kara kıştan sonra gelen bahar misali, uzun süren savaşların ardından gelen bu barış dönemi, zevk ve sefahatle dolu geçen on üç senenin sonunda Patrona Halil İsyanı ile son bulmuştur. Bu isyan, tüm ihtişamı bir anda yok etmiş, isyancıların eylemleri dönemin mimari sembolleri olan Sadâbâd köşklerinin yıkımına kadar varmıştır. Altınay, III. Ahmed ve Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşa'nın devlet yönetimi, matbaacılığın gelişimi, dönemin İstanbul hayatı, sanatı ve döneme son veren trajik 1730 İsyanı’nı renkli ve akıcı bir dille anlattığı bu eserinde olayları III. Ahmed, İbrahim Paşa ve Patrona Halil gibi döneme damgasını vuran farklı kişilerin gözünden aktararak Lale Devri’nin tam bir panoramasını çiziyor. Lale Devri’ni daha geniş bir okur kitlesine ulaştırmak niyetiyle eseri günümüz Türkçesine aktardık. Kitabın sonuna da, 1699 yılında İstanbul’a gelen ve uzun süre İstanbul’da kalıp dönemin gündelik hayatını, saray törenlerini ve elbiselerini büyük bir ustalıkla tuvaline yansıtan Flaman asıllı ressam Jean-Baptiste Vanmour’un resimlerinden bazı örnek ekledik. |