Leyla, Altan, Mavi, Cemil, Anneanne, Haluk, hatta köpek Karabaş, kediler Çüş, Edgar ve Cinali... Hepsi, Leyla Sert Bir Nota'nın konuşkan karakterleri. Ortak bir hayatı ve zamanı paylaşanlar, aynı olayların farklı tarafları değil mi? Leyla ve Altan'ın aşkını, hayal kırıklıklarını, öfkelerini sadece Leyla ve Altan mı yaşıyor? Sadece Anıl Nişancalı değil, içeride arz-ı endam eden konuk yazarlar kurguyu bozuyor ve bir savaş halinde yaşanan bu aşka tanıklık ediyor.
Anıl Nişancalı, Evren Bozması'ndan sonra, yeni romanı Leyla Sert Bir Nota'da geçmişten bugüne genç bir adamı etkileyenleri sert ve gerçekçi bir dille, üstelik sadece Altan'ın gözünden değil, bütün karakterlerin hatta kedilerin gözünden anlatıyor.
Anıl Nişancalı, yaşayan karakterleri, kelime oyunları, müziğe ve özellikle Rock&Roll göndermeleriyle zenginleştirdiği romanıyla edebiyatımızdaki yerini daha da sağlamlaştıracak.
Hava sıcaktı, gündüzler soğuk. Leyla oradaydı, ayaklarında tozluk. Hayat benim tasmalarımdan biriydi ve tüm renkler ona hizmet ediyordu. Her doğru nota ona, onun her hareketi benim beynime bir şimşek etkisindeydi ve buradaydık. Buradaydık ve geleceğe gidiyorduk. Bir de şu halimize bak. Mecnun olmaya diye çıkıp meftun olursak olacak şey buydu zaten. Ah Leyla, saçlarına yıldız düşmüş, bir Ahmet Kaya şarkısı liriğinde dans eden kızıl agresiflik seni. Ah be Leyla! “Sen insan değilsin, biliyor musun?” dedi Mavi. Haklı, insandan bozma bir papatya tohumu kadar salağım. “Sen insan suretinde bir hayvansın,” dedi. Ne diyebilirim ki? Ablam çok film seyrediyor. “Abla bir dur ya, konuyu bilmiyorsun,” dedim.
