Farklı zamanlarda yaşamış; sosyal, ekonomik, eğitim ve kültür düzeyleri birbirine benzemeyen suçluların tek ortak yönü Emel’e sırlarını anlatmalarıdır. Emel bu sırları notlar halinde yazıya geçirir. Yazdıklarını kırmızı dosyasında saklar. Emel bu notları her okuduğunda kendi hayatının sorunlarıymış gibi hissetmeye
başlar. 23 yaşında genç bir kız için ağır gelen kırmızı
dosyayı ölmeden önce felsefe öğretmenine emanet eder.
Katil, hırsız, sapık… Hepsi için kader devreye girer. Kaderin ismini kullanırlar. Kader oklarını suçluya yönlendirirse o da geçmişini bir yoklar, suç atacak başka birini bulur. Duygu sömürüsü nasıl bir araçsa kader de bir araçtır. Peki, habisçe ve kötü olaylar olmadan evvel el uzatmayan, kendini masum görenlerin kullandığı araç nedir?
Bu roman; vicdanıyla yüzleşen olgun bir kadının, suçluların hayatında savunma arayan genç bir kızın, masumiyetini kaybetmiş küçük bir çocuğun hikayesidir.