Bugün hız ve teknoloji dünyasında yaşıyoruz. Ancak her geçen gün yaÅŸamımız biraz daha karmaşıklaşıyor ve bu nedenle birçoÄŸumuz giderek daha fazla mutsuz oluyoruz. Ä°nsan, konforu artarken, duygusal dünyasından her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor. Bugüne kadar insanın yaÅŸamda baÅŸarısı ve mutluluÄŸu için; düşünen beyin, mantık ve biliÅŸsel zekâ önemseniyordu. Son 30 yılda yapılan araÅŸtırmalar duygusal zekânın önemini ortaya çıkarmıştır. Duyguların akıllıca kullanımı ve olgun insan olma yolculuÄŸu olarak tanımlayabileceÄŸimiz duygusal zekâ; kiÅŸinin hem kendi hem de baÅŸkalarının duygularını fark ederek onları doÄŸru bir ÅŸekilde okuyabilmesinde, bu süreçten elde ettiÄŸi bilgiyi, düşünce ve davranışlarında kullanarak karşısındakilerle olumlu iliÅŸkiler kurabilmesinde ve çevresinden gelen baskı ve taleplerle baÅŸarılı bir ÅŸekilde baÅŸ edebilmesinde kiÅŸiye yardımcı olan; kiÅŸisel, duygusal ve sosyal yeterlik ve beceriler dizinidir. Duygusal zekâsı yüksek bireylerin iÅŸ ve sosyal yaÅŸamlarında daha dengeli, baÅŸarılı ve mutlu oldukları görülmektedir.Â
Kitapta; duygusal zekânın aile, eğitim ve iş yaşamında daha kolay anlaşılıp uygulanabilmesi için metaforlardan ve hikâyelerden faydalanılmıştır. Yeni bir bakış açısı getirerek bizi yeni diyarlara götürecek her düşünce, söz metaforiktir. Metaforlar, bizim zaten doğrularını bildiğimiz, ancak bir şekilde hayatımıza uygulayamadığımız güzel davranışları, somut bir örnekten hareketle - bize farkındalık yaşatarak - soyut bir anlam çıkarmamıza ve içselleştirerek onları hayatımızda kolayca uygulayabilmemize olanak veren ifadelerdir.