İslam’ın üstünlüğü, insanın karakterini “Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir” (Şems, 9-10) esası üzerine bina etmesinden; yeryüzündeki hâkimiyeti de “Onlar öyle müminlerdir ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler, kötülüğü yasaklarlar…” (Hacc,41) düsturuna bağlamasından kaynaklanmaktadır.
Kendilerine gelmeleri ve şu iki hususa önem vermeleri için dini cemaatlerin değerli liderlerine ve Selef’in mirasçılarına sesleniyorum. İki önemli arzum var:
Birincisi; Kur’an-ı Kerim’in ayetleri üzerinde düşünmeyi ve araştırmayı çoğaltmak, ikincisi; hadis-i şeriflerle Kur’an’ın yakın ve uzak delaletleri bağlantıları tespit etmek. İşte faydalı ve mütekamil bir İslami araştırma ancak bu iki hususu ele almak gerçekleşir.
Hiç kuşkusuz ilimle öfkenin birleşmesi rezalettir. Şayet öfke kusur ve acz ile birşecek olursa bu nasıl rezalet olmaz?
Bu kitap, İslam’a davet sahasında pek çok deneyimlerin hâsılasıdır. Bu eser vasıtasıyla ben gafletten uyananlara yol göstermek, ihlâs ve çalışanlara yardım etmek istedim. Bütün niyetim gücümün yettiği ölçüde yanlışlıkları ıslah etmektir.