Peki, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) en son gönderilen bir Peygamber iken, neden Cenab-ı Allah (c.c.) tarafından ön plana çıkarılmış, Peygamberler içinde en ulvi, en yüce ve en üstün makamın sahibi olmuştur? Bu; ümmeti tarafından O’na (sallallahu aleyhi ve sellem) karşı taassubi bir bağlanış mıdır, yoksa aksine tüm akılları kendisine cezb ve celb ettirecek tarzda makul bir gerekçeler mecmuu mudur? Ben; tüm insanlar arasında, tüm Peygamberler nezdinde, tüm kâinat çapında; Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) en seçkin insan olmasının yerinde bir seçim olduğunu hiçbir bağnazlık, tutku, taassup ve tarafgirliğe girmeden; gayet objektif, ölçülü ve bilimsel açıdan, bütün akıllara mukni (inandırıcı) gelecek bir tarzda bu kitapta iki kere ikinin dört etme kat’iyetinde ispat edeceğim. Dileyen tasdik etsin. Dileyen de; gözlerini bu ilahi, solmaz, pörsümez, eskimez Güneş'e (sallallahu aleyhi ve sellem) karşı kapatıp, kendine kapkaranlık bir dünya çizip, laf cambazlığı yaparak; “iki kere iki onluk sayı tabanında dört eder, diğer sayı tabanlarında farklı sonuçlar verir,” diyerek kendi kendini avutsun dursun…