Kemal Tahir, ilk gençliğini izleyen dönemin en güzel yıllarını hapiste geçirdi.
1938'den, genel afla salıverildiği 1950'ye kadar uzanan onüç yıllık upuzun bir "mahpusluk"tu bu. Dünya ve Türkiye o yıllarda adeta bir aşamadan bir başka aşamaya geçecekti.
Kemal Tahir'in 1950 Öncesi başlıklı yazılarının ikinci ve son bölümünü oluşturan Cezaevi Notları, bu bunalımlı yıllardan tarih ve insan kesitlerini sunuyor. Genç yazar, özellikle Çankırı ve Malatya cezaevlerinde Anadolu'nun sayısız insan tiplerini yakından tanıyor ve onlara ilişkin ilk öykü ve roman gözlem ve taslaklarını oluşturmaya başlıyordu. 1945 öncesi, İkinci Dünya Savaşı'nın cepheden cepheye büyük iniş ve çıkışlar gösterdiği heyecan dolu günlerdi. Yazar, bir cezaevinin daracık ortamında bile dünyayı ve toplumunu bütün boyutlarıyla yaşayacak; her gelişmeyi günü gününe izleyecekti.
Nazım Hikmet'e yolladığı ilginç bir mektup da aralarında olmak üzere Cezaevi Notları, Kemal Tahir'in 1938-1950 yıllarında yeni bir Türkiye ve dünya arayışlarından unutulmaz gözlem, düşünce ve değerlendirmeleri gün ışığına çıkarıyor.