Siyasi araştırmalarıyla tanıdığımız İlhan Taşcı, alelade başlayan yasak bir aşkın siyasi cezaevinde sonlanışını romanlaştırdı.
“Belki de bu hikaye hiç yazılmamalıydı...
Kendi geçmişinden korkarken birdenbire korkman gereken asıl şeyin O'nun geçmişi olduğunu anlamak...
Bakma sen, filmlere özenen kalbimin hatalarıdır bunlar...
Ben seni yalan söylemekle gerçeği söylemek dışında seçenek bırakacak kadar sevmiştim. Demem o ki, ben büyük bir kadını sevdim.
Yaşam boyu bağışlamayacak, ömrüm oldukça sevecektim...”
Ülkenin en tartışmalı davasının sanığı, halen yattığı cezaevine, neden ve kime yenilerek konulduğu sorusunun yanıtını arıyor. İz sürerken, yolu kimi zaman Ankara'nın karanlık koridorlarına, kimi zaman ise ta New York’a Manhatttan Postanesi'nin arkasındaki 31. sokağa çıkıyor. Abant Gölü’nün kıyısındaki gizli konuşmalara kulak misafiri olan adam bazen de kendini Başbakanlık’ta buluyor.
Ulaştığı gerçeğe kendisi bile inanamıyor. Ya siz bu gerçeği öğrenmeye ve inanmaya hazır mısınız?