Osmanlı İmparatorluğu'nda Fotoğrafçılık 1839-1923, bulunuşundan hemen sonra İmparatorluk topraklarına ulaşan fotoğrafın 1839 ile 1923 yılları arasındaki serüvenini anlatıyor. Engin Özendes, bir yandan Osmanlı toplumunun fotoğrafa ve fotoğrafçılığa yaklaşımını, geleneklerine bağlı Osmanlı sultanlarının, 19. yüzyılın bu yeni buluşuna gösterdikleri ilgiyi; hatta fotoğrafçılık mesleğini sürdürenlere verdikleri desteği anlatırken, mekândaki ve toplumdaki değişimi her biri tarihi belge niteliği taşıyan fotoğraflarla dönemin sosyal yaşamını da gözler önüne seriyor. Bir belge olarak gelecek kuşaklara ışık tutacağına inandığı kitabında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde çalışmış olan fotoğrafçıların ayrıntılı bir listesini de veren Engin Özendes Türkiye’nin fotoğraf geçmişini tanımak, araştırmak isteyenlere, Ortadoğu fotoğrafıyla ilgilenenlere de çok önemli bir başvuru kaynağı sunuyor.
Geçmişi günümüze taşıyan çok değerli fotoğraflardan oluşan Osmanlı İmparatorluğu'nda Fotoğrafçılık 1839-1923, geniş bir coğrafyada fotografçılığın maceralarını anlatırken merak uyandıran pek çok soruya da yanıt veriyor:
“İslam dininin etkin olduğu Osmanlı milletler topluluğunda, Müslüman sultanların saraylarına fotoğrafın kolaylıkla girebilmesinin ve hatta onlardan destek görmesinin, fotografçıların ödüllendirilmesinin gizemi neredeydi?”
“Sokaklarında kar gibi beyaz yaşmaklarıyla gezen zarif Müslüman kadınların, kırmızı fesli Osmanlı erkeklerinin gözleri, değisik bir ülkeyi tanımak için gelmis şık Batılı kadınların ve erkeklerin bakışları, nasıl bir dünyayı izlemisti bu Doğu kültürü yaşamında?”
“Orient’in İncisi; bugün dünyada en fazla değisiklige uğramıs kent İstanbul… Ve bu kentin en karışık milletleri barındıran caddesi Péra nasıl bir yaşama tanık olmuştu?”