"Neden yalnız bir, iki sistem egemenliği ele geçirdi? Alışkanlıklara bu kadar sıkıca tutunuyoruz da onun için. Yasa levhaları, buyrultu levhaları olmaksızın düşünmekten korkuyoruz. İnsanlar özgürlüğü sevmiyor. Özgürlük nerede boy göstermişse, insanlar onunla bozuşmuştur."
"Ben, kendim de binlerce kez ihanet etmek zorunda kaldığım özgürlüğü seviyorum. Bu aşağılık dünya, özgürlüğün sürekli aşağılanışının bir ürünüdür."
Otuz yaşına başlayan kişisine "Yeni bir dil olmadan yeni bir dünya yaratılamaz" dedirten Bachmann (1926-1973), Otuzuncu Yaş'ta yer alan 7 öyküsünde yine 'ben-dil-şey' ilişkisini sorguluyor.