Meryem Ana Evi ve mezarına ilişkin cevapsız sorular, mezarda olduğu varsayılan İncil üzerine binlerce yıldır tartışmalar sürmektedir. Zira bu kayıp İncil kimin eline geçerse, Hıristiyanlık dünyası kadar İslam dünyası açısından da çok farklı sonuçlar doğuracaktır. Çünkü günümüzün küresel gücünü yönlendiren Neo-Con Evangelist Bush ve çevresi, teolojik adıyla Aziz Evangelist Yuhanna’nın ‘Apocalyps’i yani kıyameti anlatan vahiy’ine büyük önem vermektedir. Vatikan’ın Aziz Pavlus ve Protestanların Evangelist Aziz Yuhanna üzerinden sürdürdükleri amansız mücadele Panaya Kapulu Meryem Ana Evinin bilinmezlerinde kilitlenip kalıyor.
Panaya Kapulu’nun gizemi günümüzde giderek çağımızın en büyük sırrına dönüşüyor. Çünkü, dünyanın yeni dengesini oluşturacak Armageddon Savaşı’yla ‘Vaadedilmiş Topraklar’ı müjdeleyen Evangelist Yuhanna’nın bazilikası buradadır. Yani Meryem Ana, Kabbala yorumlarında en son zaferle fethedilecek ülke olan Edom’dadır. Ne ilginçtir ki; Anadolu’nun ilkçağdaki adı da Edom’dur.
Bu nedenle, Ortadoğu’ya, Mezopotamya’ya, Bağdat’a ve Asya’ya açılan kapı olan Anadolu, bugün, Hıristiyanlık için geçmişte olduğundan çok daha fazla önemlidir. Evangelistler, Ekümenikler, Vatikan, Quatman, Gschwind Vakfı ve Papalar artan bir ilgiyle Panaya Kapulu’da toplanıyor. Bu gelişmeler akla ister istemez Evangelizm adına bir sonraki hedefin Anadolu mu olacağı sorusunu getiriyor. Bu da tüm dikkatimizi kitapta anlatılan olaylar üzerine yoğunlaştırıyor.
Meryem Ana Evinin Sırrı, Ata Nirun’un bu çok özel çalışmasında, ilk kez yayınlanan belge ve fotoğraflarla okuyucuyla buluşuyor.