... Korkunç bir çarpışma oldu. Jehan'ın tek başına bütün yolu kapayan kılıcı aşağıya, yukarıya, sağa, sola seri darbeler indiriyor, bazen ucu birinin bağrına saplanıyor, bazen keskin ağzı önüne ne gelirse uçuruyordu. Böylece aralarında Jaint-Julien'in de bulunduğu üç kişi daha saf dışı olmuştu. Saint-Julien suratının ortasına bir kılıç darbesi yemişti.
Ayakta kalabilen dört kişi şaşkınlık içinde durdular.
Jehan bir kahkaha attı ve haykırarak;
-"Canınızı yakıyor değil mi? diye alaylı alaylı sordu. "Gelsenize, ne duruyorsunuz? Yoksa ben mi geleyim?"
Sahiden de dediğini yapmaya hazırlanıyordu ki, arkasından yükselen;
-"Vurun! Öldürün!" sesleriyle duraladı. Hamlesini yarım bıraktı, etrafına şöyle bir baktı ve Croix kavşağından kendisine doğru bir düzine kadar daha ipten kazıktan kurtulmuş haydudun yaklaşmakta olduğunu gördü. Birkaç saniye sonra yanına varmış olacaklardı. İki ateş arasında kalmıştı.
-"Onu kurtarmadan önce ölemem!" diye haykırdı içinden.