Romanın başkişisi olan Anne, Kuzey Fransalı bir eğitmendir. Eğitmen olan kocasıyla birlikte, kendilerini Pierre Loti'nin romanlarına, propaganda afişlerine kaptırıp soluğu Çinhindi'nde alırlar. Birkaç yıl süren mutlu bir yaşamdan sonra, baba ölür, Anne iki çocuğuyla, (Joseph ve Suzanne) tek başına kalır. On yıl çalışıp para biriktirdikten sonra, uzun uzun uğraşıp Tapu İdaresinden birkaç hektar toprak alır. Ne var ki, bu toprak deniz kıyısında, ekime elverişsiz bir toprak parçasıdır. Çocuklarını tutkuyla seven, onlara birşeyler bırakmak isteyen Anne, inat eder. Ona inanan bazı köylülerle birlikte Pasifik'e karşı bent kurmaya girişir. Ama Pasifik'in yükselen sularıyla bent yıkılır. Marguerite Duras'nın romanı işte bu noktada başlar. Anne, yirmi yaşındaki Joseph ve on altı yaşındaki Suzanne, bir bungalovda zor koşullarda yaşamaktadırlar; topraklarının her an ellerinden alınma tehlikesi vardır. Çocuklarının kendisini terk edeceğinden çok korkan Anne, büyük bir enerji ve umutla toprağı verimli kılmak için çabalar durur. Sonunda, Joseph'in öfkeleri ve aşkları, Suzanne'ın yazgısına boyun eğişi arasında tükenir gider. Çinhindi'nde doğan Marguerite Duras'nın adını edebiyat dünyasına duyuran Pasifik'e Karşı Bir Bent'te, utanılası bir sömürge yönetimi altında yaşayan Asyalılarla yoksul Beyazların, maddi ve manevi sonsuz sefaleti gözler önüne serilmiştir.