Arzu nesnesi erkek olunca günlerin arasında gerilim yayarak gezinen kışkırtıcılık bu kez eğlenceli bir hal alır. Bu, her ne kadar barışçıl bir ortam değilse de, kadının arzu nesnesi olduğu durumdan bir milyon kere da az şiddet üretir. İnanmıyorsanız İstanbul'dan el sallayan, diyaloglarla çatılmış bu şen şakrak bir o kadar da erotik anlatıya takılın. İstanbul'a çok yakın bir adada, bir yaz mevsimi doğar, yaşar ve ölür...
Her Pazar darbukalı "Kasımpaşalılar", Arap ve Rus turistler, yerliler ve yazlıkçılar, eski adalılar ve yeni adalılar, çok zenginler ve daha az zenginler, konuk müzisyenler, teniz hocaları çarşıda omuz omuza gelirler.
Hafta başı, yazlıkçı erkekler sevinçli bir telaşla şehirdeki işleriin başına dönerken, adanın sokakları, denizi hanımeliler ve ortancaları, son moda şarkıları kadınlara ve çocuklara kalır. Kara gözlükleri ve kararmış teniyle her an her saat "ada kuşları gibi" bir görüp bir kaybolan Kadir, bu sıcak adanın ve yazın arzu nesnesidir.