Şurası kesin olarak bilinmelidir ki, bir müridin maksadı ve gayesi gerçekte yüce Mabud olmalıdır. O'na vuslat olmalıdır. O halde müridin, önce çinin boş maksatlardan, masivallah'tan ve Allah'ın rızasından başka her arzudan temizlenmesi gerekir. Çünkü bu, bir kaba içindekini boşaltmadıkça başka bir şey koymak mümkün değilse, gönülleri de dünyevi menfaatlardan ve maksatlardan tasfiye etmedikçe, oraya ilahi nurun girmesi mümkün değildir. Nitekim kötü huylarını bırakmayan bir insanda, ahlak-ı hamidenin bulunamaycağı malumdur.