Bu romanı yazarken düşüncem Beykoz tarihinde varlığını bildiğim ama çok az sözü edilen iki olayı ortaya çıkarmaktı. Birincisi, yıllar önce okuduğum Hasan İzzettin Dinamo’nun ölümsüz eseri “Kutsal İsyan”ın sekizinci cildinde 16 Mart 1920 tarihinde yaşanan “Darüleytam Baskını” bölümü oldu. Başka hiçbir yerde bu olaya yer verilmediğini fark ettim. Araştırmalarım sonunda yazarımızın “Öksüz Musa” romanında büyük bir olasılıkla kendi yaşam öyküsünü anlatırken Darüleytam Baskını’na çok uzun yer verdiğini gördüm. İkincisi birkaç kaynakta rastlanan ve Mümin Yıldıztaş ve İbrahim Balcı gibi değerli araştırmacıların da eserlerinde yer verdiği “Beykoz’un Zaptı” olayı çok az duyulmuştu. Yine kaynak bilgi çok azdı. Ancak yabancı kaynaklardan araştırma yaparken aynı tarihli İngiliz, Amerikan ve Kanada gazetelerinde oldukça ayrıntılı bilgilere dayanan ve Associated Press Ajansı’nın kaynak gösterildiği haberlerle karşılaştım. Olayın tarihi 5 Temmuz 1920 idi. Bu iki olayı anlatmaya çalışırken rahat okunabilmesi amacıyla anılan konuları temel alan ve iki tarih arasındaki dönemi anlatan bir roman yazmaya karar verdim. Bu romanda adı geçen kişilerden ana karakterleri oluşturan, Selim, Recep, Zeynep ve akrabaları sanal kişilerdir. Geri kalan bütün karakterler kayıtlara geçmiş gerçek kişilerdir. Bu kişilere ait bilgilere dipnotlarda yer verdim. Amacım, çocukluğumun, gençliğimin geçtiği yer olan, çok sevdiğim Beykoz’umun ve Kurtuluş Savaşı’mızın tarihine birkaç sayfa da olsa katkıda bulunmaktı. Başarabildiysem benim için bu mutluluk yeter. Elinizdeki roman “Milli Mücadele’de Beykoz” üçlememin ikinci kitabıdır. Konularım tamamen bitmedi, kitabın çok boyutlu olmasını istemediğim için kalan bölümleri “Milli Mücadele’de Beykoz -3 - Beykoz 1922” adıyla yazmaya devam edeceğim.