Teknoloji geliştirmenin alt yapısına, sabrına ve insan kaynağına vakıf olmadan, bedel ödemeden hep talep etmeyi seviyoruz. Yaratıcı fikrin, insan zekâsının bir türevi olduğunu görmezlikten gelmenin bedelini toplum olarak her geçen gün giderek daha ağır bir şekilde ödediğimizin farkında bile değiliz. İnovasyonun temel yapı taşı olan nitelikli insan gücünü yetiştirmek için, önce “kendi insanımıza ve kültürümüze “ değer verme bilincinin gelişmesine açıkça ayak diretmekteyiz.
İnovasyon “Yenilişim” kavramını, ARGE ve Tasarım çizgisinde yeniden yorumlayan ve ülkemiz gerçekleri ile buluşturan bir ilk çalışma bu kitap, gerçekler ile yüzleşerek, gerekli sabrı ve inancı ortaya koyabildiğimiz ve insanımıza güvenebildiğimiz takdirde çözümün aslında zor olmadığını göstermekte.