"samsatlı Lukianos karşımıza benzersik bir kaynak olarak çıkar: hem bize eskil Yunan evreni konusunda olguları özünden kavratıcı bilgiler verir, hem bu ekinin içinden olan, ama ona dışarıdan bakmasını da bilen, sözcüğün tam anlamıya gerçekçi ve kuşkucu bir yazar olarak, onun temel değerlerini tartışma konusu eder, boşluklarını, aksaklıklarını gözler önüne serer. En büyük tanrı Zeus'tan en büyük ozan Homeros'a, en büyük düşünür Sokrates'ten en büyük komutan İskender'e kadar tüm üstün varlıklarının özellikle zayıf yanlarını ve tutarızlıklarını sergileyip alaya alır.
"Elimizdeki çeviriye gelinçe, seçme yazılar'dan yedi sekiz sayfa okuduktan sonra, onda hem kanlı canlı bir konuşma dilinin akıcılığını, hem özenli bir yazı dilinin açıklığını buluyor, 'Bir yazar ancak bu kadar kendine yakın bir çevirmen bulabilir', diye düşünüyoruz. Neden? Malatya kökenli Lukianos'la Adana ve Maraş kökenli Ataç arasında yüzyıllar ve diller üzerinden bir hemşerilik mi söz konusu?