Baudelaire, Rimbaud’un vurgusuyla “şairlerin tanrısı”, kendisini “toprağa doğru çeken zamanın korkunç ağırlığı”ndan kurtarmak için şiirle sarhoş oluyordu. Ona göre, dünya sıkıntılı bir yer. Bu yüzden, dostlarına sarhoşluğu öğütlüyordu. Ne ile olursa olsun; “şarapla, şiirle ya da erdemle.” Kentler, doğa, insan gibi bir çok meseleyi yeniden tasarlayıp, kendisinden sonraki yüzyıllara taşıyan Baudelaire, şarap ve esrarı da birer şiire çevirmiş. Buğulu ve dumanlı ifadelerle. Ancak, ilkine daha ılımlı yaklaşırken, ikincisi için kötücül kelimeleri uygun görmüş, onu yalnızlaştırıcı bir büyüye benzetmiş