“BENİM KAZANMAM YETERLİ DEĞİL DİĞERLERİNİN HEPSİ KAYBETMELİDİR”
Onikinci yüzyılın başlarında, ardı ardına ülkeler fethetmesiyle korku ve dehşet saçan bir devlet dünya sahnesine aniden çıktı: Moğol İmparatorluğu.
Gobi çöllerinden çıkıp gelen Moğol göçebeleri, şaşırtıcı bir hızla Çin ve Harzemşahlar gibi dönemin en büyük, en güçlü ve en medeni devletlerini yerle bir etti.
Her zaman kendilerinden kat kat üstün devletlere karşı savaşan Moğollar, Çin’den Avrupa’ya, Tibet’ten İran’a kadar dünya tarihinin hâlâ görmediği büyüklükte devlet kurdular,
Bu imparatorluğunun başında, her Moğol’un hem çok sevip, hem de çok korktuğu bir Hakan vardı: Cengiz Han.
Cengiz Han’ın yanında ileride her biri devletler fethedecek ve kendisi kadar ünlü olacak Borçu, Celme, Mukuli, Subutay Bahadır, Kurt Cebe gibi, kendisinin bizzat yetiştirdiği sadık adamlar vardı.
Bu komutanları ve birleştirdiği Moğol kabileleri ile, kendilerinden güçlü nice devletleri yıktı ve dünyanın en büyük imparatorluğunu kurdu. Bütün bu olan bitenlerin ardında tabiî ki, Cengiz Han’ın kişiliği, kendine has ilkeleri, yasaları ve liderlik sırları yatıyordu.
Bu kitap, Cengiz Han’ın kişiliğini, yaşadıklarını ve Moğol imparatorluğun bütün aşamalarını adım adım yansıtırken, başka kitaplarda bulamayacağınız birçok ayrıntılara da yer veriyor.