Sınırları Yoklamak, bireyin, inancın ve toplumun karşı karşıya kaldığı sınırların anlamını, kaynağını ve kırılganlığını sorgulayan bir düşünce kitabı.
Necdet Subaşı, din sosyolojisinin sorunlu alanlarından başlayarak, devletin dinsel aygıtlarına, adalet ve ritüel kaybına, küreselleşmenin yarattığı yeni gerilim alanlarına kadar uzanan bir yelpazede “sınır” fikrini irdeliyor. Ona göre sınır, sadece bir kısıtlama değil; güvenlik, düzen, aidiyet ve anlam arayışının da bir izdüşümü.
“Sınır kavramı her zaman bir kısıtlanmışlığa, kuşatılmışlığa, dikkate, merak ve çekiciliğe vurgu yapar. Bireyin ve toplumun sınırlarını kim belirler? Sınırları yoklamak, bir yandan bu sınırların sahici gerçeklik boyutlarını gözden geçirmeyi, bir yandan da onları koruma cabasının bir sonucu olarak her türden sınır ihlaline dikkat kesilmeyi gerektirir...Bu kitapta yer alan metinlere hiçbir şekilde müdahale etme gereği duymadım. Esasen bu çalışmalarda içkin olan ruhun da burada örtük olan duyguların da en azından bu metinlerin kaleme alındığı iklimlerin havasını bir şekilde teneffüs etmekle birebir alakalı olduğunu biliyorum. Dolayısıyla sözüm ona eskimiş̧ gibi duran bu havanın da bir şekilde kayıt altına alınmasının gerekli olduğuna inanan biri olarak mevcut ibarelere dokunmadan onların her birini olduğu gibi bırakmanın önemli ve değerli olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum."