Kocası tarafından terkedilmiş, iyileşme sürecinde, alkolik bir kadın. Bir Amerikalı. İranlı bir aile ve kaybettiği onurunun peşinden koşan bir adam. Onları biraraya getiren acımasız bir kader. Çığrından çıkacak hayatların pimini çeken bir ev. Bir varlık mücadelesi.
Dubus, tüyler ürpertici bir hüner ve dikkat çekici derecede gözlemci bir şefkatle, her geçen saniye daha da büyüyen bir çatışmayı gözler önüne seriyor..
-Los Angeles Times
Sisler Evi, bugüne kadar okuduğum en iyi Amerikan romanlarından biri. Baştan çıkarıcı bir kitap. Üslubuyla edebiyatın hem natüralist hem de realist ekolünün en iyi yazınları arasında yer alıyor.. Bu romanı okuyan kimse unutamaz. Daha önce hayatımda hiçbir genç yazarın yeteneğiyle ilgili olarak bu kadar güçlü hisler beslememiştim.
-James Lee Burke
Andre Dubus III, bu yüzyılın en büyük sorunlarından biri olan kültür çatışmalarına ışık tutmuş ve bunu da sıra dışı bir anlatı gücü ve farklı üslupta bir duygusal gerilim ruhuna sahip bir romanla yapmıştır. Sisler Evi, her an şaşırtıcı ve önemli bir kitap.
-Rober Olen Butler
Bu romana bayıldım.. Elimden hiç bırakmak istemedim. Yazar, aynı hikâyenin her iki yüzünü de ikna edici ve dürüst bir şekilde anlatmayı başarıyor ve ben de böyle yazabilmenin gerçekten de zor olduğunu biliyorum. Ama iyi yazı her sayfada parlıyor ve aynı zamanda hem güldürüyor hem de üzüyor. Bu hakikaten çok başarılı bir eser.
-Larry Brown
Sisler Evi, korkunç gerçeklerin kitabı. Buradaki herkes bizim istediklerimize benzer şeylerin peşinde -aşk, adalet, yaşayacak bir ev- ve bütün o iyi niyetler, bu güç, hakikat ve şefkat hikâyesinde kaçınılamaz bir vahşilikle birbiriyle çatışıyor.
Andre Dubus III, keskin ve cömert bir göze ve yarattığı karakterlerin en karmaşığına bile bir itibar kazandırma yeteneğine sahip. Her biri için ayrı ayrı dertlendim ve kaderleri için yas tuttum.
-Tobias Wolff