Sosyal bilimlerde değişimin çok yavaş seyrettiği söylenegelir. Bilginin tıpta ya da mühendislik bilimlerinde olduğu gibi sık sık yenilenmediği görüşü hakimdir. Oysa, özellikle 1980'li yıllardan itibaren dünyada meydana gelen Sovyetler Birliği'nin çöküşü, uluslararası göçün patlaması, etnik savaşlar ve küreselleşen ekonomi gibi devasa değişimlerin de etkisi ile siyaset sosyolojisi de kendi içinde bir dizi zincirleme değişimlere uğramaya başlamıştır. Alışılagelmiş açıklama modelleri yetersiz kalmış, toplumsal-siyasal gerçekliliği çözümlemek için yeni kavramların gerekli olduğu anlaşılmıştır. Yeni duyarlılıkların boy göstermesi ile birlikte siyaset sosyologlarının ilgi odakları değişmiştir. 1950'lerin davranışçı ve aşırı ampirik yaklaşımlarının yerine felsefeyle iç içe geçmiş kuramsal çalışmalar hız kazanmaya başlamıştır. Bu kitapta klasik siyaset sosyolojisi teorisyenlerinin yanı sıra yeni arayışların Habermas, Foucault, Mouffe gibi birçok önde gelen isimlerin çalışmaları irdeleniyor. Henüz hangi yönde gelişmekte olduğu kesinlik kazanmayan siyaset sosyolojisinin kabuk değiştirme çabaları izleniyor.