Salih Zeki, Yusuf Akçura ve Muallim Cevdet'in bilim-modern bilim ve skolastik tartışmaları güncelliğini sürdürüyor. Bu "Münevverler" onlarca yıl önce, bilimin evrensel olduğunu ve bilimsel bilginin buluşlarla değil evrilerek ilerlediğini tartışıyorlar.
Onlara göre, henüz bir 'sosyal hayatı' bile olmayan Osmanlı-Türk toplumunda medeniyet ve bilimin olduğu söylenemez.
Güçlü oldukları dönemlerde, batıl bir dine inanan barbarlarla meskun bir "diyar-ı küfr" ve kılıç zoruyla fethedilmesi gereken "dar-ül-harb" içinde gördükleri batılı devletlerle yaptıkları savaşlarda yenilmeye başlayan Osmanlılar, "mağlup eden muharebelerin cebri altında" Batının önce askeri ve teknik üstünlüğünü, giderek her alanda üstünlüğünü teslim eder.