Üniversitedeki öğrencilik yıllarımızdan bu yana meslek yaşamımız boyunca, sosyoloji konuları ve sosyal sorunlar içinde, toplumdaki değişme olgusu hep dikkatimizi çekmiş ve bu konu üzerinde düşünmüşüzdür. Kaldı ki bizim gibi “geçiş aşaması”nda olan ve uzun bir modernleşme macerası yaşayan bir toplumda bulunan ve hele sosyoloji ile de doğrudan ilgili olan bir insanın değişme konusuna ilgi duymaması mümkün mü acaba? Ayrıca belirtmek gerekir ki söz konusu olan “geçiş”in kendi özel şartlarından dolayı, bu kadar sancılı ve uzun süren bir modernleşme yaşamış başka bir toplum olduğunu söylemek de zor olsa gerek. Türkiye’deki sosyal değişme-modernleşme sürecinden, gene tarihin getirdiği özel şartlar ve sorunlar nedeniyle evrensel dersler de çıkarılabileceğini düşünüyoruz. Bu açıdan bakarsak bizim yakın tarihimiz, bir modernleşme laboratuvarı gibidir.
Einstein’la ilgili olarak şöyle bir şey anlatılır: Einstein’a, “Bunca çalışmalarınızın sonunda nasıl bir sonuca vardınız?” şeklinde bir soru sormuşlar. O da “Bir şey hareket ediyor”, demiş. Evet, toplum da hareket hâlinde olan bu evrenin içinde sürekli değişen bir gerçekliktir. Hem de belki evrenin en hareketli parçasıdır. Bunu anlamak, ondaki değişmenin mekanizmasını çözmek çok zor; ama bu, o ölçüde de insana heyecan veren bir süreçtir.
Bu çalışmada önce, sosyal değişme ile ilgili temel kavramlar ele alınıp açıklanmıştır. İkinci bölümde toplumlardaki değişmeleri kavramlaştıran, kuramlaştıran önemli düşünür ve sosyologların görüşlerine yer verilmiştir. Sosyal değişme ile ilgili teorik bilgilerin açıklanmasından sonra, dünyada son yüzyıllardaki değişmeler, yani modernleşme ve bu süreçlere bağlı olarak oluşan “bilgi toplumu” ile “küreselleşme” olgularının analizi yapılmıştır.
Kitap, sosyal değişmeye ilişkin önemli olan ve öncelikle gündeme getirilen kavramları büyük ölçüde kapsaması bakımından, sosyal bilimlerle ilgili konulara, sosyal ve politik sorunlara ilgi duyan tüm kişi ve kesimlere hitap etmekte, bunların işine yarayacak bilgi ve düşünceleri içermektedir. İletişim Devrimi’nden dolayı günümüzde toplum ve dünya sorunlarına ilgi duymayan ve yorum yapmayan insan kalmamıştır. Hele bizim gibi gelişmekte olan toplumlarda, örneğin politik konulara ilgi daha da fazladır. Dünyadaki hızlı değişimin farkına varmayan, “bilgi toplumu” ve “küreselleşme” gibi oluşumları, süreçleri doğru algılamayan bireylerin toplumsal konulardaki tüm yargıları da eksik ya da yanlış olur. Bu nedenlerle özelde ilgili toplumda, genelde de tüm dünyada olan biteni ve gerçekleşen değişmeleri doğru algılamak ve değerlendirmek için toplumsal değişmenin mekanizması hakkında asgari bilgilere sahip olmak gerekmektedir. Artık bu bilgiler herkes için zorunlu bilgiler hâline gelmiştir. Kitabın bu sosyal ihtiyacı karşılayacağını düşünmekteyiz.