Günümüzde sosyal demokrasi özgürlük, adalet ve dayanışma ilkeleriyle emeğin savunusunu yapmak olarak algılanmaktadır. Sosyal demokrasi bu ilkeleri güçlü ve Marksist gelenekten süzülerek demokratikleşme sürecinde işçi sınıfının temel değerleri olarak sumuştur. Ancak sosyalizm ve demokratik sosyalizmden evrilen sosyal demokrasinin tam olarak ne olduğu küreselleşmeyle birlikte yeniden tartışmaya açılmıştır. Sosyal demokrasi ve dolayısıyla sosyal devlet küreselleşme sürecinde yeniden bir dönüşüm yaşamıştır.
Türkiye'de ise Sosyal Demokrasi'nin seyri ne yazık ki Batı'da geliştiği gibi gelişememiştir. Bunun birçok sebebi olmakla birlikte sosyal demokrasiye inananların ciddi bir entelektüel harekete ve ekole dönüşmemesi en önemli sebeptir. Sadece entelektüel anlamda değil, aynı zamanda klasik tabanından destek bulmaması da siyasal anlamda bu hareketin gelişmesini engellemiştir. Batı'da her zaman iktidar alternatifi olan bu düşüncenin "Türkiye'nin kendine özgü şartları" nedeniyle anlaşılmaması ya da Kemalizm ile eklemlenmesi onu aynı zamanda iktidar alternatifi olmaktan çıkarmış ve dar bir alana hapsetmiştir. Türkiye'de tek parti eleştirisinin yapıldığı son zamanlarda evrensel değerleri sahip bir sosyal demokrasi anlayışı eskiye göre elzem hale gelmiştir.
Bu kitap sosyal demokrasi konusundaki çalışmaları ile tanınan siyaset adamlarının, gazetecilerinin ve akademisyenlerin makalelerinin derlemesi ile oluşturulmuştur. Okuyucu hem sosyal demokrasinin Batı'daki serüvenini hem de Türkiye'deki serüvenini bu kitapta bulacaktır.