“Bunun anlamı nedir, kuzum? Sakın kötü bir hastalığın başlangıcı olmasın? Bu korkunç rüya bana bunu düşündürüyor.”
Bütün bedeni bitkinlik içindeydi. Ruhuna karamsarlık çökmüştü, kafası karmakarışıktı. Dirseklerini dizlerine dayayıp başını ellerinin arasına aldı.
“Aman Tanrım” diye haykırdı. “Gerçekten de, kadına vurup beynini parçalamak için, elime baltayı alabilir miyim? Ilık, yapışkan kanların üstünde yüzebilir miyim? Kilitleri kırmak paraları çalmak, tir tir titremek… elimde… baltayla… Her yanım kanlar içinde bir yerlere gizlenmek… Benim yapabileceğim işler mi bunlar? Tanrım olacak şey mi bu?”
Yaprak gibi titriyordu. Sonra da derin bir şaşkınlıkla şöyle sürdürdü: “Neler söylüyorum ben? Zaten, bunları yapamayacağımı çok iyi biliyordum. O halde ne diye kendimi böyle üzüp duruyorum?...
.