Batılıların, haremi, bilhassa saadet evini, hükümdarın bir sefahat teşkilatı halinde görmeleri, şüphesiz tarihi olayları biraz hissi nazarlarla tetkik etmelerinden ileri gelmiştir. Hatıralarımın daha önceki kısımlarında daima cazip taraflarını hoş renkleriyle anlatmaya çalıştığım Osmanlı Haremi'nde, aslında, gerek hükümdar, gerekse onun kadınları için bir itidal ve fedakarlık rejimi hüküm sürerdi. Hükümdar ile haremleri arasında, çok ciddi kaideler ile sınırlanmış münasebetler vardı.
Şadiye Osmanoğlu
İstanbul, 1963