Ailevi nedenlerle kendini dünyanın bir ucuna atmış genç bir adamın hikâyesi. Bir kaçış hikâyesi, Sürgün. Zoraki olabildiği gibi, bazen gönüllü de yaşanan bir durumdur sürgün. Kahramanımız gönüllü bir sürgündür aslında. Ama kim karar verebilir ki hangisinin daha güç olduğuna? Arayış içindeki bir kaçış aslında Sadık’ınki. Yaşadığı dünyada kendi yerini bulmaya çalışan genç adamın, dünyanın öbür ucundaki soğuk bir ülkenin cüretkâr kadınlarıyla geçireceği uzun geceler ve elinde olmadan içine karışacağı bir olay yüzünden hayatı ve duyguları daha da karmaşıklaşacaktır. Peki cinsellik, aile, bağlılık, aşk, sevgi ve evlilik konularında ülkesinin kadınlarından çok farklı düşünen bu soğuk ülkenin sıcak kadınları Sadık’ın hayatını değiştirebilecek mi? İspanyolca öğrenimi, Latin Amerika seyahati, dünyanın başka ülkeleri… Sadık’a aradığı hayatı verebilecek mi? Yavuz Çekirge, dördüncü romanı Sürgün’de, hiçliğe, bireyin içindeki karanlığa odaklanıyor. Sevgiyi arayan bireyin içine düştüğü sevgisizlik ve yabancılaşmayla daha da sarsıldığı batı toplumlarıyla kendi ülkesini karşılaştırıyor çokça, hesapsızca yaşanan hayatların neye mal olduğunu, kültürel çatışmayı ve insan ruhuna değen daha pek çok şeyi sorguluyor. Var olmak için kendine bir sebep arayan bireyin çığlığıdır Sürgün.
|