Cüneyt, sonunda yakalandığı dil tutulmasından kurtuldu ve tüm gücüyle çığlığı bastı. Elindeki kahvaltı tepsisini sokağın ortasına büyük bir gürültüyle düşürürken, geriye doğru sendeleyip yere yığıldı ve sokağın ortasına saçılan kahvaltılıklarla beraber su birikintilerinden birini boyladı. Yine de tüm o hissettiklerine rağmen bayılmamayı başarmıştı. Son bir azimle ayağa kalkıp zangır zangır titreyen, tümüyle şoka girmiş vücudunun izin verdiği kadar eve doğru koşmaya başladı. “Çabuk!” diye haykırdı soluk soluğa, resmen aklını kaçırmıştı: “Polisi aramamız lazım!”
Klasik bir cuma gününden beklentiniz ne olabilir? Yenigün Tıp Merkezi'nde sıradan yaşantısının bir parçası olarak mesaisini dolduran Cüneyt’in tek beklentisi rahat bir hafta sonu geçirmek üzere evine gitmekti. Ancak bu uğursuz günde onu çok sevdiği evine yaklaştıran her adımda tahmin bile edemeyeceği bir dehşetin içine sıkışmaya, bitmesi için dua edeceği kabus gibi bir hafta sonunu iliklerine kadar yaşamaya başlamıştı.