1774’te Çin’in güneyine, bugün Vietnam olarak bilinen Annam’a bir grup misyoner gider. Amaçları, bu tanrısız topraklara Hıristiyanlığı götürmek, bu topraklarda yaşayan "ilkel" insanları "medeniyet"le tanıştırmaktır. Ancak misyonerleri bu görev için Annam’a getiren Piskopos Pierre Pigneau de Behaine’in çok daha farklı amaçları vardır ve diğer misyonerlerin aksine bu ülkeyi çok iyi tanımaktadır.
Karanlık bir geçmişi olan ressam François Gervaise, geçmişinden kurtulmak ve yaşamına bir anlam katmak için bu göreve talip olur. Ve yine kendisi gibi geçmişinden ve Fransa’dan kaçmak isteyen genç Henri’yi çömezi olarak yanına alır. Ve Annam’ın bir köyünde üç rahibeyle birlikte ilk kiliselerini kurarlar. Ama Annam’ın düşündükleri gibi sadece balık ve pirinç yiyen, neşeli insanlardan ibaret olmadığını kısa sürede anlarlar. Annam çok daha karmaşık, güç dengeleri her an değişmeye hazır bir ülkedir. Açlık, iç savaş, doğal afetler ve ülke yöneticilerinin acımasızlığı misyonerlere başka gerçekleri gösterecek, inançlarını sorgulamalarını sağlayacaktır.
Kien Nguyen, Tanrı’nın Unuttuğu Topraklar’da, on sekizinci yüzyıl Vietnam’ının canlı bir tasvirini yaparken, ülke tarihinin ve kültürünün çarpıcı hareketlerini de etkileyici bir kurguyla sunuyor okura.