Türk Şairi herhangi bir teknolojik aygıt ile yazı adına deneye girişmiş midir? Kendi başına yekpare bir teknolojik aygıt haline gelen modern şehirde şair figürü, dönüştürülebilir simgesel alanlar peşinde koşmaktan yorulmamış mıdır? Maruz kaldığı saldırının faili ve kurbanı olarak şair, en uç noktada ’’görsel şiir’e doğru koşmaktadır. Cevap verme isteği saldırının tüm katmanlarına karlı büyük bir zenginliğe dönüşebilir. Kime, neye saldırdığının farkında olmak için arada bir geriye bakmak hem teorik düzeyi, hem de muğlâk ve aynalı cepheleri ile şiir tarihi tarafından ‘’okunmamış hatalı sektörleri’’ de gözden geçirmek demek. Modern şehir hiç değişmeyenlerle, sürekli değişenler arasında şairi, edebiyatın malzemelerinin sorgulamaya itmektedir. Böylece şiir, dik olarak hem görsel, hem işitsel, hem de metinsel olarak gündelik hayat içinde şaire yepyeni cepheler açacaktır.